Seval Öğretmen'in Çanakkale töreni konuşması
Eklenme Tarihi: 08 Mart 2013, 20:22
İlköğretim okulunda düzenlenen Çanakkale Savaşı töreninde, okuldaki öğretmenlerden Seval Eroğlu bir konuşma yapıyor. Bu konuşma o kadar çok beğeniliyor ki hızla yayılıyor ve internette tıklanma rekorları kırıyor. 2010 yılındaki o konuşmanın videosu ve konuşma metni.
İlköğretim okulunda düzenlenen Çanakkale Savaşı töreninde, okuldaki öğretmenlerden Seval Eroğlu bir konuşma yapıyor. Bu konuşma o kadar çok beğeniliyor ki hızla yayılıyor ve internette tıklanma rekorları kırıyor. 2010 yılındaki o konuşmanın videosu ve konuşma metni.
***
Sızlasa da gönüller gidenlerin yasından,
Koşarak gitmeli onların arkasından,
Kahramanlık içerek acı ölüm hattından,
İleriye atılıp bir daha dönmemektir. (H.Nihal ATSIZ)
Biz bugün burada bir daha dönmemek üzere gidenlerin, tarihin yazdığı en gerçek en şerefli kahramanları yad etmek üzere Çanakkale şehitlerini hatırlamak üzere huzurunuz da, buradayız.
Çanakkale’de 95 yıl önce, çok değil 95 yıl önce 100 binlerce vatan evladı, bu vatanın bedelini ödemek üzere Çanakkale’ye çağrılmıştır. Amacımız geçmişteki savaşların zaferleriyle mutlu olmak değil, eğer amaç vatan savunmasıysa, eğer amaç hürriyet davasıysa, bir ölüm kalım mücadelesiyle, buna savaş diyemezsiniz ve bunu anlatmak boynumuzun borcudur.
Çünkü; Vatan dediğimiz bu toprak, diyeti ağır ödenmiş bir topraktır. Bana deseler ki, Çanakkale’yi üç kelimeyle anlatın. Derdim ki, geldiler, gördüler ve döndüler.. Evet, geldiler 1915 yılında, 1.Dünya savaşı, Osmanlı devleti dünyanın en büyük devletleriyle mücadele ediyor. İngiltere, Fransa, Avustralya ve Rusya ve de beraberinde getirdikleri binlerce sömürge askeri, Osmanlının kalbine giden boğaz yoluna pençelerini sarkıttı.
Çünkü; Amaçları İstanbul’du. Başkent İstanbul alınırsa Osmanlı tarihe karışacak ve Türk milleti bu topraklardan atılacaktı. Evet, geldiler, ama ben diyorum ki, gördüler. Çanakkale’yi Çanakkale yapan gelenler değil.!. Onlar 1071’den beri geliyorlar. Bin yıldır bu milleti bu topraklardan atmak için geliyorlar. Ha, bu sefer top yekün geldiler. Gemileriyle, toplarıyla tüfekleriyle geldiler.
Çanakkale’yi, Çanakkale yapan gelenler değil..! Çanakkale’yi Çanakkale yapan, gelenleri karşılayan asil ruhtur. O öyle bir ruhtur ki, çelik ve barut; inancın, imanın ve azmin karşısında yenik düşmüştür. O öyle bir ruhtur ki çocuklar, ben esir yaşamaktansa, özgür ölmeyi yeğlerim diyen insanların ruhudur. Davaları büyüktü, vatan davasıydı.
Çünkü; şimdi soruyum sizlere, Vatan demek, ne demek ? Şu anda üzerine bastığınız kara toprak mı ? Yada sınıflarınız da sınırları haritalara çizilmiş her gün gördüğünüz coğrafya parçası mı ? Ben diyorum ki, değil.. Birileri, bizden önce giden birileri, o coğrafya parçasını vatan yaptılar. Coğrafya parçası başka bir şeydir. Ama toprak kanla yoğrulmuşsa, canla ödenmişse bedeli, artık adı vatandır. Ben diyorum ki vatan; özgürlük, hürriyet vatan. Her gün eve gidiyorsunuz, buradan çıkıyorsunuz özgürce çantanız sırtınızda bir taşa vuruyorsunuz ayağınızı, ıslık çalıyorsunuz. Belki şakalaşıyorsunuz arkadaşlarınızla, kimse önünüze çıkıp “ Dur yürüme bu yoldan” demiyor. Sonra evinize varıyorsunuz, ne rahat, en özgür, en huzurlu olduğunuz yer, başımı sokacak bir evim olsun, başka bir şey istemem. Ben de diyorum ki, vatanım, evimin evidir vatan.
Ben özgürlük istiyorum, bu bayrağın altında konuşuyorsam, şu an ve hepiniz ciğerlerinize bu nefesi çekiyorsanız bir bir, unutmayın gençler birileri nefesini kaybettiği içindir. Biz bu özgürlüğü yaşıyoruz ve o yüzden ve o yüzden nerden geldiğinizi ne yapmamız gerektiğini iyi bilmemiz gerekiyor.
Ve döndüler diyorum. Çanakkale öyle bir yer ki, yokluk varlığı yenmiştir, maneviyat maddiyatı yenmiştir. Ve çocuklar, özgürlük sömürgeyi yenmiştir. Esaretin zincirini kırmıştır. Ve o gidenler, o yüz binler , canlarını hiç düşünmeden bu toprağa verenler için yüce Allah diyor ki “Onlara ölü demeyiniz, onlar diridirler” ve ben diyorum ki, şu an bizi izliyorlar ve buradalar, yanımızdalar ve onların taşıdığı o asil ruh, biliyorum ki gençler, bizim damarlarımızda. O ruhun kıpırdanışlarını hissediyorum, onlara ölü demeyiniz.
Malazgirt şehitleri, “buradaaaa” ,
Çanakkale şehitleri, “buradaaaa”
Sakarya şehitleri, “buradaaaaa”,
Kıbrıs şehitleri, “ Burdaaaa “ ,
Güneydoğu şehitleri, “Burdaaaa”
Mustafa Kemal Atatürk, “ Burdaaaaa ”
Mekanları cennet olsun, hepsine selam olsun, ruhları şad olsun.
***
harika bir konuşma gurur duydum öğretmenim