Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım
Eklenme Tarihi: 16 Ekim 2012, 23:38
Eğer ikinci bir yaşama fırsatını elde edebilmek mümkün olsaydı,neler yapacağımızı yazmak, bu yollarda yeni yürümeye başlayan gençliğe belki faydalı olabilir.
YENİDEN BİR LİSE ÖĞRENCİSİ OLSAYDIM
Biz yaştakilerin, gençlere hep nasihat vermek hevesinde olduğumuz bilinir.Biz, hayat yolunun ancak yarısına erişmiş insanlar, her zaman gençliğimizde kaybettiğimiz fırsatları ve boşuna harcadığımız gençliğimizi düşünerek dövünürüz.Eğer ikinci bir yaşama fırsatını elde edebilmek mümkün olsaydı,neler yapacağımızı yazmak, bu yollarda yeni yürümeye başlayan gençliğe belki faydalı olabilir.Çünkü ileriyi görüş, geriye bakış kadar emin değildir.
Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım, eskiden yaptığım gibi vaktimin hepsini çalışmaya vermezdim.Derslerime yeterince zaman ayırır, bu zamanda başka şeylerle uğraşmayıp hep dersin hakkını vererek çalışırdım.Kendim de içinde olmak üzere, tanıdığım öğrencilerin çoğu, ders çalışmak için ayırdığı zamanın büyük bir kısmını çalışmayarak, çalışmaya hazırlanmakla geçirirler.Bunlar ellerinde kitapları, pencereden ya bulutlara veya caddeden gelip geçenlere bakar ve kendilerini ders çalıştıklarına inandırarak aldatırlar.
Bütün okul hayatım boyunca ders çalışmaya hazır bir hale gelebilmem için harcadığm zamanları kitaplara verebilmeliydim.Yeniden bir lise öğrencisi olsam çalışmaya hazırlandığım zamanları hesaplı kullanmak için daha fazla gayret gösterirdim.Yani çalışmaya uzun zaman ayırmaktansa,kısa ve verimli çalışma yolunu seçerdim.
Eskiden yaptığım gibi kendi kabuğuma çekileceğim yerde, kendime kalabalıkta da çalışabilme kabiliyetini kazandırırdım.
Şimdi çok defa lisede alışmış olduğum çalışma metodlarından başka bir şekilde çalışmak zorundayım.Gürültülü bir yerde yapmam gereken işleri güçlükle yapabiliyorum.
Eğer bir lise öğrencisi olarak görevimi yeniden yapacak olsam, eskiden ilgi göstermediğim veya güç bularak yalnız not almak için çalıştığım dersleri, bu sefer daha çok çaba göstererek, onlara ilerde yararlı olabilecek bir yolda çalışırdım.Öğrencilere, öğrencinin sevdiği ve ilerde kendine meslek olarak seçeceği alana yönelmenin doğru olmadığını analatmak istediğim sanılmasın.Aksine ben öğrencinin tahsil hayatından hoşlandığı ve büyük bir ilgi gösterdiği alanı kendisine meslek olarak seçmesini en fazla isteyenlerdenim.Sanırız ki bize en kolay gelen şeyi en iyi şekilde yaparız; fakat gerçekte ustalık, didinerek kazanılır.Karşı koymasını, zorluklara ve karşı fikirlere en iyi direnmesini bilen insanlar, hayatını daha rahat kazanacaklardır.
Hergün odama gelen öğrenciler, bana okulda kendilerini igilendirmeyen bir sürü gereksiz ve boş şeyler okutulduğunu açarak dert yanarlar.Hayatın birçok işleri hoş değildir.Lisede okumak zorunda olduğum derslerin yarısı hoşuma gitmeyen ve sevmediğim şeylerdi.Bu derslere, benim sevip sevmediğime bakmaksızın bütün dikkatimi vermemi beklerlerdi.Şimdi, lisede iken bu hoşuma gitmeyen derslerin, bana daha fazla okultulmasını istiyorum.
Zaman zaman çok defalar hiç hazırlıksız olduğum ve gayet az bilgim olan bir konu üzerinde, bir yerde birkaç şey söylemek zorunda kalabilirim.Böyle zamanlarda lise öğrencisi iken okulda bir insana hep konuşmaya hazır bir halde bulunmayı öğreten metodlardan faydalanırım.Geçen ilkbaharda, mezun olduğundan beri kendisini görmediğim bir mühendis arkadaşa rastladım. ‘Matematik’ diye cevaplandıracağını sandığım şu soruyu sordum: “Eğer yeniden tahsile başlaman gerekse hangi derslere daha çok değer verirdin?” Verdiği cevap şu oldu: “Eğer tahsilimi yeniden yapmam gerekse, muhakkak ki en önce iyi konuşmayı ve iyi yazmayı öğrenirdim.Her gün bu alandaki güçlüklerden bunalıyorum.Oğlum da mühendislik öğreniyor, fakat onun benim yaptığım yanlışlığı yapmasına fırsat vermiyorum.Beni bir yerde ansızın konuşmaya çağırdıkları zaman, dizlerim titremeye, sesim kesilmeye ve kelimeler boğazıma takılıp kalmaya başlıyor.” Bu eski okul arkadaşımın fikirleri çok doğru idi.Eğer yeniden bir lise öğrencisi olsaydım, hazırlıksız ve düzgün konuşmayı öğrenirdim.
Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım, ödevlerimi ve görevlerimi iyice hatırladığıma göre, eskiden bana verilen işi ne şekilde olursa olsun bir an önce bitirmeğe bakardım.Hiçbir zaman bana gayesinin yalnız bir diploma sahibi olmak olduğunu söyleyen bir öğrenci kadar ileri gitmedim.Fakat şimdi yapmış olmayı arzu ettiğim ödevlerimi o zaman yapabilme kabiliyetinde olduğum halde iyi yapmadım.Hemen hemen her lise öğrencisi, vazifesini zamanında hazırlamayarak, imtihana birkaç gün kala acele birşeyler öğrenmeye çalışır.Lise öğrencilerinin onda dokuzu ödevlerini gününde yapmıyarak biriktirir.Bazı öğrenciler bu yolda münakaşa yapacak kadar ileri gitmişlerdir. Onlara göre, birikmiş ödevleri büyük bir gayret harcayarak bitirmek, insana çok işi kısa bir zamanda bitirme yolunu öğretir.Belki bu iyi şeydir, fakat acele yapılan işler yanlışlarla doludur.
Eskisinden daha fazla çaba göstererek, hocalarımla dost olmağa çalışırdım.
Bir lise öğrencisi olarak, hocalarımı ne kadar az rahatsız edersem o kadar iyi olacağını sanırdım.Fakat sonunda hocalarımın hatta bana anlaşılamaz görünenlerin bile geniş bilgileriyle bana yardıma hazır mükemmel insanlar olduklarını gördüm.
Bir liseye yeni yazılan öğrenciye yalnız derslerini çalışmasını tavsiye etmem.Hayattaki diğer birçok şeylerde dersler kadar değerlidir.Öğrenci bu tür ders dışı olaylarla da ilgilenmelidir.Kendini yalnız derslerine bağlayan öğrenciler, hata yapıyorlar diyebilirim.
Benim için yeniden yaşanamıyacak olan bu üç yıllık lise hayatı, insanlar için en büyük fırsat ve tecrübe kaynağıdır.Bir çok hatalar yaptım, birçok fırsatlar kaçırdım.Ancak bu hatalara düşmeseydim, bugünkünden daha başarılı olup olamayacağımı tam olarak bilemiyorum.Herşeye rağmen hayatımın bugünkü halinden memnunum.
Thomas Arkle Clark
…
Not: Bir dergide yayınlanan bu yazıyı, 1997 yılında Word dosyasına aktardım ve 2004 yılından bu yana sayfamda yayımlamaktayım.
Yorumlar